Ülkelerin kalkınması ve refah seviyesinin artmasında dış ticaretin önemi büyüktür. Geçmiş dönemlerde yapılan araştırmalara göre gelişmiş ülkeler yapılan ihracat miktarında pastadan daha fazla pay alırken bugün bu durum gelişmekte olan ülkelerin lehine değişmiş olarak gözükmektedir. Türkiye genç nüfüsu, coğrafik konumu ile şanslı olarak görülebilir fakat bunun yanı sıra terör, enerjide dışa bağımlılık gibi konularda ise Türkiye malasef sınıfta kalmakta ve bu etmenler doğrudan ve dolaylı olarak dış ticaret performasına yansımaktadır.
Türkiye'nin dış ticaret ile olan geçmişini incelersek karşımıza 24 Ocak 1980 kararları çıkacaktır. Bu kararların alınmasından önce ise Türkiye ekonomisi bazı evrelerden geçmiştir. Türkiye ekonomisinde cumhuriyetin ilk yıllarda İzmir İktisat Kongresi ile birlikte liberal politikalar izlenmiştir. Uzun yıllar boyu süren savaşlar sonucunda ülkede yeterli sermayenin ve kalifiye iş gücünün bulunmaması nedeniyle ve 1929 yılında ortaya çıkan Dünya Krizi ile birlikte beklenen sonuçlar elde edilememiştir. 1930-39 yılları arasında ise devletçilik politikası ve ithal ikame adı verilen politika izlenmiştir. İthal ikame ile beraber ithal edilecek mal ile aynı özelliklere sahip mal, yurtiçi kaynaklar kullanılarak üretilmesi amaç edinilmiştir. Bu dönemde ülkee çimento, cam, kağıt, maden, dokuma ve şeker alanında fabrikalar açılmıştır.1939-50 dönemi arası dönemde , 2. Dünya Savaşı planları sekteye uğratmıştır. 1950-60 yılları arasında ise Adnan Menderes önderliğinde Demokrat Parti iktidarlığında liberal yabancı sermaye teşvik kanunu ile beraber liberal politikalar izlenmiştir. Bu döneme kadar Türkiye dayanıksız tüketim mallarında kendine yetebilecek konuma gelmiştir.1961-80 döneminde ise Türkiye darbeler, Petrol Krizi be Kıbrıs Barış Harekatı yaşamasına rağmen dayanıksız tüketim mallarındakİ başarısı kısmende olsa dayanıklı tüketim mallarında ve ara malında da göstermiş ve ülke artık bu alanlarda kendine yetebilecek bir hale gelmiştir.

24 Ocak 1980'de ise ülke artık ithal ikame politikasını bırakarak , ihracata dayalı sanayileşme politikası uygulamaya başlamıştır. 24 Ocak kararları ile beraber TL %32 devalüayona uğramış ve ülke içinde döviz alım satımı serbest hale gelmiştir. Çoğu sektörde sübvansiyonlar kaldırılmıştır ve ülke ekonomisi liberal hale gelmiştir.
İlerliyen yıllarda ise ihracata dayalı büyümeye devam edilmiştir fakat bu büyüme modeli Türkiye'yi yatırım malları olarak tanımlanan yüksek teknoloji üreten bir ülke olmasını engellemiştir. Türkiye ihracat yapan bir ülke haline gelmiş fakat üretim yapmak için ihtiyacı olan üretim makineleri gibi yüksek teknoloji ürünlerini ithal eder hale gelmiştir. Özellikle bunun yanında petrolden yoksun olan Türkiye , enerji ihtiyacını ithal yollar ile karşılaması gerektiği için sürekli dış ticaret açığı veren bir ülke halini almıştır. Türkiye en son dış ticaret fazlasını 67 yıl önce vermiştir. Türkiye tüm bunlar neticesinde ithal eden ama sadece montaj sanayine sahip bir ülke halini almıştır. Ayrıca yüksek teknoloji içeren ürün ihracatının toplam hasılattaki payı %5 bile değildir. Bu noktada son dönemde bazı düzenlemeler yapılmış ve özellikle yüksek teknoloji alanında ihracat yapılmaya çalışılmış ve ihaleye çıkarılan nükleer santraller ile Türkiye'in enerjideki dışa bağımlılığı giderilmeye çalışılmaktadır. Bu noktada özellikle tüketicilerin cep telefonu gibi bir çok ithal mal için taksit sınırlaması getirilmiştir. Ayrıca elektrikli yerli otomobil planlaması yapılmaktadır. Bu gelişmeler yeterli olacak mıdır bilinmez ama Türkiye'de tüketicinin alışveriş alışkanlıklarının değişmesi gerektiği ve tabiki özellikle otomobil, enerji, yüksek teknoloji alanında yerli üreticilerin yerli tüketicilerin talebine yönelik ürünler geliştirmesi gerekmektedir.

Bu yazımda genel olarak Türkiye ekonomisinin geçmişine ve temel sorunlarına ayrıca dış ticaret ile olan imtihanına değinmek istedim. Bu yazıma ek olarak ise daha önce üniversite dönemimde stajyer olarak görev yaptığım Yapı Kredi Bankası Rami-Topçular Ticari Şube'sinde görev alırken hazırlamış olduğum sunumu buraya eklemek istedim. Sunum dış ticaret ile ilgili olup , dış ticarette ödeme şekilleri ve dış ticaretin finansmanı konularını içermektedir. Bu açıdan yol gösterici ve bazı konularda fikir verici bir çalışma olabilir.
Dış Ticaret from Gökhan Mert
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder